Çoğu zaman firmalar, maliyetlerini düşürmek adına yüksek miktarda stok tutmayı çözüm olarak görebilirler. Fakat aslında bu yaklaşım, sermaye verimliliğini düşürüp depolama maliyetlerini artırarak nakit akışını zora sokar.
Yanlış tedarik zinciri yönetimi, zamanla gereksiz stok birikimine ve müşteri memnuniyetsizliğine yol açar. Artan stok maliyetleri, kar marjlarını daraltır, rekabet gücünü zayıflatır ve marka itibarını olumsuz etkiler.
Tedarik zinciri yönetimi (SCM), ham maddeden nihai ürüne kadar olan süreci optimize ederek bu sorunları çözer. Dolayısıyla tedarik yönetimi ile artık tüm bu sürecin iyileştirilmesi mümkündür.
Bugün sizlerle, tedarik zinciri ne demek ve tedarik zinciri yönetimi süreçleri nelerden oluşur beraber inceleyeceğiz.
İçindekiler
Tedarik Zinciri Nedir?
Tedarik zinciri, talep edilen bir ürünün üretiminden başlayarak, dağıtım ve son kullanıcıya teslim edilmesine kadar olan tüm adımları içerir. Bu süreç, tek bir bütün gibi görünse de, içinde birçok farklı işlev ve iş birimini barındırır.
Tedarik zinciri, üç ana seviyede ele alınır:
- Stratejik Seviye: Üretimin nerede gerçekleştirileceği ve en uygun kaynak bulma stratejilerinin belirlenmesi.
- Taktik Seviye: Ürün talebi tahminleri ve temin süresi kısa olan malzemelerin siparişi.
- Operasyonel Seviye: Detaylı üretim çizelgelemesi ve siparişlerin nasıl yönetileceği.
Tedarik zinciri aşamaları, hammaddelerin tedarik edilmesinden üretim, depolama ve dağıtıma kadar uzanan geniş bir süreçtir.
Her bir aşama, zincirin önemli bir parçasıdır ve herhangi bir aşamada meydana gelen bir aksama, zincirin diğer bölümlerinde büyük sorunlara yol açabilir.
Tedarik Zinciri Yönetimi Nedir?
Tedarik zinciri yönetimi, bir firmanın tedarikçilerinden müşterilerine kadar uzanan tüm süreçlerin etkin ve verimli bir şekilde organize edilmesidir. Bu yönetim sistemi, firmaların kar oranlarını artırırken, operasyonel süreçlerini de daha verimli hale getirir.
Tedarik zinciri yönetimi aşamaları şu şekildedir;
- Süreç planlama,
- Stratejik karar alma,
- Ürün stoklama ve depolama,
- Lojistik ve taşıma,
- Ürün satışı,
- Müşteri ilişkileri,
Tedarik zincir yönetimi, ürünlerin hammaddeden son kullanıcıya ulaşana kadar geçen süreçleri kapsar ve bu süreçlerde yer alan tüm tarafları etkiler. Zincirin herhangi bir halkasında meydana gelen bir aksaklık, tüm süreci olumsuz etkileyebilir.
Bu yüzden stok seviyeleri, maliyetler, üretim ve lojistik gibi faktörler uzmanlar tarafından sürekli izlenmeli ve optimize edilmelidir.
Artan tüketim talebi nedeniyle tedarik zincirini yönetmek daha da karmaşık hale gelmiştir. Dolayısıyla tedarik süreçlerini yönetme becerisi, başarılı olma yolunda şirketlerin takip etmesi gereken bir konudur.
Peki, tedarik zinciri hangi süreçleri kapsar? Şimdi, tedarik zincirinde yer alan ana unsurları ve faaliyetleri inceleyelim:
- Tedarikçiler: Tedarik zincirinin ilk adımı olan tedarikçiler, ürünlerin üretimi için gerekli hammaddeleri sağlar. Kaliteli hammaddeler, kaliteli nihai ürünlerin üretilmesi için büyük öneme sahiptir.
- Üreticiler: Hammaddeleri işleyerek nihai ürüne dönüştüren üreticiler, tedarik zincirinin merkezinde yer alır. Üretim sürecinin etkinliği, ürünün maliyetini ve kalitesini belirler.
- Dağıtıcılar: Üreticilerden aldıkları ürünleri depolar ve perakendecilere veya son kullanıcılara dağıtırlar.
- Nakliyeciler: Ürünlerin bir noktadan diğerine taşınmasından sorumlu olan taraflardır.
- Perakendeciler: Ürünleri son kullanıcıya ulaştıran son halkadır. Ürünlerin satışa sunulması ve müşteri hizmetleri bu aşamada gerçekleşir.
- Müşteriler: Tedarik yönetimi zincirinin son halkası olan müşteriler, nihai ürünü satın alarak kullanırlar. Müşteri memnuniyeti, tedarik zincirinin etkinliği ile doğrudan ilişkilidir.
Doğru bir tedarik zincir yönetimi, gereksiz adımları ve maliyetleri ortadan kaldırarak ürünlerin daha düşük maliyetle tüketiciye ulaştırılmasını sağlar.
Yanlış yönetilen bir tedarik zinciri, gereksiz stok birikimine ve artan depolama maliyetlerine yol açabilir. Bu da sermaye verimliliğini düşürür ve nakit akışını olumsuz etkiler.
McKinsey’in araştırmalarına göre, tedarik zincirlerinde yapılan iyileştirmeler işletmelerin maliyetlerini %10 ila %20 oranında azaltabilir ve operasyonel verimliliği artırabilir.
Tedarik zinciri faaliyetleri arasında planlama, kaynak bulma, üretim, lojistik ve geri dönüş süreçleri yer alır. Her bir faaliyet, tedarik yönetimi zincirinin genel verimliliğine katkıda bulunur ve operasyonel başarı için kritik öneme sahiptir. Tedarik zinciri nedir sorusunun yanıtı, bu faaliyetlerin bütünlüğü ve etkin yönetimi ile açıklanabilir.
Tedarik Zinciri Yönetiminin 5 Aşaması
Tedarik zinciri yönetimi (SCM), firmaların operasyonlarını daha verimli hale getirerek maliyetleri kontrol etmelerini ve müşteri memnuniyetini artırmalarını sağlar. SCM, şirketlerin tüm iş süreçlerini optimize etmek için çeşitli aşamaları kapsayan karmaşık ve çok yönlü bir yapıya sahiptir.
Tedarik zinciri yönetim süreçleri 5 aşamadan oluşur:
1. Planlama
Tedarik zinciri yönetim süreçlerinin temel taşını planlama oluşturur. Bu aşama, müşteri taleplerini ve üretim gereksinimlerini doğru bir şekilde öngörmeyi içerir. Şirketler, gelecekteki ihtiyaçları belirleyip, üretim için gerekli hammaddeler, ekipman kapasitesi ve iş gücünü planlamalıdır.
Birçok firma, bu süreçte verimliliği artırmak için ERP (Kurumsal Kaynak Planlama) sistemlerini kullanır. Planlama sadece mevcut ihtiyaçları karşılamayı değil, aynı zamanda gelecekteki taleplere hazırlıklı olmayı da kapsar.
2. Kaynak Bulma
Kaynak bulma, tedarik yönetimi zincirinin verimliliği ve sürdürülebilirliği için hayati bir adımdır. Bu süreçte, şirketler ihtiyaç duydukları hammaddeleri sağlamak için güvenilir tedarikçilerle stratejik iş birlikleri kurar. Doğru tedarikçi seçimi, ürünlerin zamanında ve yüksek kalitede temin edilmesini sağlayarak, üretim süreçlerinin sorunsuz devam etmesine olanak tanır.
Hammaddelerin kalite standartlarına uygun olması ve rekabetçi fiyatlarla sunulması kritik önem taşır. Tedarikçilerin, ani talepler veya acil durumlar karşısında esneklik gösterebilmesi ise işletmeler için büyük bir avantajdır.
3. Üretim
Üretim süreci, tüm tedarik yönetimi zincirinin merkezinde yer alır. Bu aşamada, hammaddeler nihai ürünlere dönüştürülür. Üretim süreci, montaj, test etme, kalite kontrol ve paketleme gibi alt süreçleri içerir. Bu aşamada verimlilik, atıkların ve sapmaların minimize edilmesi ile sağlanır.
Örneğin, eğitim eksikliği nedeniyle fazla hammadde kullanımı gibi sorunlar tespit edilip giderilmelidir. Üretim aşamasında süreçlerin sürekli iyileştirilmesi ve verimliliğin artırılması hedeflenir.
4. Teslimat
Üretim tamamlandıktan sonra ürünler müşterilere ulaştırılır. Dağıtım süreci, şirketlerin marka imajını korumada ve müşteri memnuniyetini sağlamada önemli bir rol oynar. Ürünlerin zamanında, güvenli ve uygun maliyetle müşteriye teslim edilmesi esastır.
Bu aşamada, lojistik yeteneklerin ve sağlam dağıtım kanallarının kullanılması önemlidir. Şirketler, dağıtım sürecinde olası aksaklıklara karşı yedek planlar geliştirmelidir. Teslimat süreci, müşteri deneyiminin başlangıcıdır ve bu nedenle büyük bir dikkatle yönetilmelidir.
5. İade
Tedarik zinciri sürecinin son aşaması, ürün iade ve geri dönüş süreçlerini içerir. Müşteriler, çeşitli nedenlerle ürünleri iade edebilirler. Bu sürecin düzgün yönetilmesi, müşteri memnuniyetini korumak için hayati önem taşır.
İade nedenlerinin analiz edilmesi ve çözüm üretilmesi, tersine lojistik (reverse logistics) olarak adlandırılır. Şirketler, iade edilen ürünleri kabul etmek ve geri ödemeleri doğru bir şekilde yapmakla yükümlüdür. Bu süreç, müşteri geri bildirimlerine dayalı iyileştirmeler yapma fırsatı sunar ve müşteri memnuniyetini artırır.
Tedarik Zinciri Yönetiminin Önemi
Tedarik zinciri süreçlerinin iyileştirilmesi ve ölçümlenmesi, şirketlerin operasyonel verimliliklerini artırarak maliyetlerinde gözle görülür bir düşüş elde etmelerine yardımcı olabilir.
İşte bu sürecin nasıl gerçekleştirilebileceği ve verimliliğin nasıl artırılabileceği hakkında bazı önemli noktalar:
Verimliliğin Sağlanması
Tedarik zincir yönetimi, üretim döngüsündeki maliyetleri, israfı ve harcanan zamanı en aza indirir. Modern SCM sistemleri, perakendecilerin üreticilere otomatik olarak sipariş göndermesini sağlayarak anlık bir tedarik zinciri oluşturur.
Bu sayede mağaza rafları, ürün satılır satılmaz yeniden doldurulabilir hale gelir. Sürecin sürekli iyileştirilmesi, ortaklardan alınan verilerin analiz edilmesi ve iş zekası yazılımlarının kullanılmasıyla mümkün olur.
Araştırmalar, modern SCM uygulamalarının lojistik maliyetlerini %15 oranında, envanter seviyelerini %35 oranında ve hizmet seviyelerini %65 oranında iyileştirebileceğini göstermektedir.
Verilerin Analizi ve İyileştirme Alanları
Tedarik zinciri verilerini analiz eden şirketler, potansiyel problemleri önceden tespit ederek çözümler geliştirebilirler. Örneğin, fazla ürün siparişi durumlarında ek tedarikçilerle çalışmak ve hizmet kalitesini belirli bir standartta tutmak için verilerin yorumlanması ve aksiyon planlarının oluşturulması gereklidir.
Deloitte’un 2022 yılında yaptığı bir araştırma, tedarik zinciri yöneticilerinin %77’sinin, veriye dayalı fiyatlandırma stratejileri ile kar marjlarını artırdığını ve verimlilik sağladığını belirtmiştir.
Fiyat Optimizasyonu
Ürün fiyatlarını düzenli olarak optimize etmek, mevsimlik ürünlerin raf ömrü sınırlı olduğundan, verilerin analiz edilmesiyle mümkün olur. Bu ürünlerin fiyatlarını sürekli ayarlayarak talebi karşılamak, kar marjlarını iyileştirir. Analitik yazılımlar ve iş zekası tahmin teknikleri bu süreçte önemli rol oynar.
Çok Kanallı Stratejiler
Günümüzde şirketler, birden fazla satış kanalını içeren çok kanallı stratejilerle çalışmaktadır. Bu yüzden artık Depo Yönetim Sistemleri (WMS) ve Kurumsal Kaynak Planlama Sistemleri (ERP) gibi araçların kullanımı zorunlu hale gelmiştir.
Depo Yönetim Sistemleri (WMS) ve Kurumsal Kaynak Planlama Sistemleri (ERP), ürün bilgileri ve finansal akışlara dayalı olarak tedarikçi ve alıcı arasındaki ilişkiyi koordine eden sistemlerdir.
Unicommerce tarafından yapılan araştırmaya göre, WMS ve ERP entegrasyonlarını uygulayan şirketler, sipariş büyüme oranlarında %112’lik bir artış sağlamıştır.
Bu sistemlerin entegrasyonu, gerçek zamanlı envanter takibi, sipariş doğruluğu ve iş süreçlerinin otomasyonunu sağlar. Bu sayede stok fazlası veya yetersizliği gibi sorunlar minimize edilir ve siparişler doğru ve hızlı bir şekilde işlenir.
Özel tedarik zinciri uygulamaları, belirli endüstrilere veya işletme ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş stratejileri ifade eder. Bu uygulamalar, tedarik zincirinin daha verimli çalışmasını sağlamak için gelişmiş teknolojiler ve yenilikçi yöntemler kullanır.
Örneğin otomotiv sektöründe kullanılan tedarik zinciri örnekleri, karmaşık ve uzun tedarik zincirlerinin nasıl yönetildiğini ve optimize edildiğini gösterir.
Tüm bu araştırmalar, dijital çözümler ve AI teknolojilerinin tedarik zinciri yönetiminde verimlilik sağladığını, böylece şirketlerin daha çok kar ettiğini göstermektedir.
Tedarik Zinciri Yönetim Süreçleri
Tedarik zinciri yönetimi, bir ürünün başlangıç noktasından son kullanıcıya ulaşana kadar geçen süreçleri kapsar. Bu süreçler, bir işletmenin rekabetçi avantajını ve operasyonel etkinliğini belirleyici faktörlerdir. Tedarik zincirinin stratejik yönetimi, maliyetleri azaltırken müşteri memnuniyetini ve pazar tepki süresini optimize eder.
Tedarik zinciri yönetiminin getirdiği avantajları sıralayalım:
- Üretim süreçlerinin sürekli devam etmesi sağlanır.
- Gereksiz stok birikimi önlenir, maliyetler düşer.
- Pazar değişimlerine hızlı yanıt verilerek müşteri memnuniyeti artırılır.
- Teknoloji kullanımı ile talep tahminleri daha isabetli yapılır.
- Teknolojik yenilikler süreçlerin sürekli iyileştirilmesini sağlar.
- Tedarik zincirinin her aşamasında kalite ve verimlilik artar.
- Süreç iyileştirmeleri genel maliyetleri düşürür.
Tedarik zinciri yönetimi, sadece maliyetlerin kontrol edilmesi ve operasyonel süreçlerin yönetilmesiyle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda işletmenin pazarda rekabet edebilme kapasitesini doğrudan etkileyen bir unsurdur.
Dolayısıyla tedarik zincir yönetimi, işletmelerin sürekli değişen pazar koşullarına uyum sağlamasına ve uzun vadeli başarı elde etmesine olanak tanır.